Neyi Dokuyacağız?

Eskişehir Dokuma Atölyesi

Üçüncü saha gezimiz için geçtiğimiz sonbaharda Eldoku sayesinde haberdar olduğumuz, Odunpazarı’ndaki Eskişehir Dokuma Atölyesi’ne gittik. Dört azimli ve hevesli kadının bir halk eğitim merkezinde aldıkları dokuma eğitiminden sonra kendi çabalarıyla kurduğu bir dokuma atölyesi burası. Odunpazarı’nın dar sokaklarının birinde, yüksek girişli eski bir binada, dört dokuma tezgahı ile şal ve çeşitli örtü dokumaları yapıyorlar. Kadınlar tamamen kendi imkanlarıyla ve eşit bir iş bölümüyle yıllardır bu atölyeyi sürdürüyor. Pandemi dolayısıyla dönüşümlü olarak geldikleri atölyedeki dokuma tezgahlarının sesi normalde sokağa yayılırmış. Bu seferlik sesi dinlemekten mahrum kaldık ama bu müthiş insanlarla ileride birlikte çalışmak istediğimizi anladık.

Hammadde arayışlarımız devam ederken; tiftik ile hayvanlarla olan ilişkimizi sorguluyor, pamuk sektörünün kirliliğini ve iklime etkisini daha çok farkediyor ve keten/kenevir türü hammaddelerin daha fazla merak ediyorduk. Öte yandan tüm süreçlerini takip edebildiğimiz bir üretim arzuladığımız için çeşitli hammaddelerin nasıl ipe ve kumaşa dönüşeceği üzerine araştırmalara başladık. Kıyafetlerin tasarımları ve dikimi atölyemize ait olacağı için bu kısmı bizi etik bir üretimin daha çok hammadde ayağına odaklanmaya itti. Bunun yanı sıra Ankara ve çevresinde kadınların dokuma yaptığı bilgisine de aşinaydık. Dolayısıyla, dokuma aşamasında adil bir şekilde çalışan bir atölye bulabileceğimizi düşünüyorduk. Eldoku’dan Manuela’nın bizleri yönlendirdiği ilk atölye olan Eskişehir Dokuma Atölyesi tam da böyle bir yerdi. 

Dört kadın usta, Füsun Ulukan, İlknur Kahvecioğlu, Saadet Songül, Ömür Köse, Odunpazarı’nda tarihi bir binada mikro kredi ile aldıkları tezgahlarla bir atölye kurmuş. Halk eğitim merkezinde dokuma eğitimi aldıktan sonra çok keyif aldıkları için devam etmek istemişler.. Bursa ve Denizli’den aldıkları keten ve pamuk iplerle örtü, şal ve çeşitli bezler dokuyorlar. Renkleri birbiriyle çok uyumlu bir şekilde kullandıkları gibi oldukça da titiz çalışıyorlar. Sandıktan çıkma ipekler ile de denemeler yapmayı planladıklarını paylaştılar bizimle. Kendileriyle görüştüğümüz aşamada hammadde olarak henüz tiftik araştırmalarımızı yürüttüğümüz için hiç yün dokuyup dokumadıklarını sorduk. Henüz hiç yün dokuma yapmamışlardı fakat yeniliğe ve işbirliğine o kadar açıklardı ki hemen “deneriz” dediler. Çeşitli ip kalınlıklarına göre tezgahlarına düzenlemeler yapabileceklerini de eklediler. Ellerinde ince çözgü iplerle çalıştıkları iki tezgahları var. Ayrıca daha kalın çözgü iplerle kalın dokumalar çalışmayı planladıkları yeni bir dokuma tezgahı almışlar. Oldukça keyifli ve uyumlu çalışma ortamları, çalışma şekillerinin eşitlik üzerine kurulduğunu yansıtıyordu. 

Görüşmeden sonra, kendileriyle çalışabileceğimizi; yani hammadde tedariğini sağladığımız takdirde kumaşlarımızı Eskişehir Dokuma Atölyesi’ndeki kadın ustalar ile dokuyabileceğimizi düşündük. Ancak neyi dokuyacaktık? Hammaddeden ipliğe giden tedarik ağının kopukluğu bizim kumaş dokumamıza izin verecek miydi? Üretim, tedarik zincirinin kopuk halkalarını mı örmeliydik ya da? 

Eskişehir Dokuma Atölyesi’nden hammadde çalışmalarımıza dönmemiz ve hammaddeden ipe giden kanalda adil ve temiz üretimin imkanlarını araştırmamız gerektiğini daha iyi anlayarak ayrıldık. Tiftik hakkındaki araştırmalarımızın yanında, keten ve kenevirin üretim süreçlerine dair daha detaylı araştırmalar yapmaya karar verdik. Hem Eskişehir Dokuma Atölyesi de keten dokumaya oldukça alışıktı. Böylece daha önceden bildiğimiz Döngü Kooperatifi ile keten üretimleri üzerine görüşmeye başladık.  Döngü Kooperatifi tarımsal üretimin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, köylünün topraklarını işlemeye devam etmesi için çözümler ve modeller oluşturmayı hedefleyen bir araştırma/geliştirme kooperatifi. Görüşmelerimizin detaylarını ve olası işbirliklerimizi gelecek yazılarımızda aktaracağız.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir